Öncelikli Hedefler: Dış Politika, Göç ve Ekonomi
Almanya’da erken seçimi kazanan Hristiyan Demokrat lider Friedrich Merz, sosyal demokratlarla büyük koalisyonu kurmak için görüşmelere başladı. Ülkeyi krizlerden çıkarmak istediğini belirten Merz, “Federal Meclis'in 21. yasama dönemi, bunu başarabilmemiz için son fırsatımız olabilir” dedi. Merz hükümeti kurması durumunda öncelikli hedeflerinin ne olacağını da açıkladı.
Türkiye'nin en büyük ticaret partnerlerinden biri olan Almanya'da yeni dönem başladı. Almanya, Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri ve güçlü sektörlerinde pazar kaybının stresiyle girdiği erken seçim sürecini tamamladı. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri adayı olarak seçimi kazanan Friedrich Merz, hükümet kurma çalışmalarını başlattı. Partisini daha muhafazakâr bir çizgiye çekmek isteyen Merz, göçmen karşıtı bir politika takip edeceğini ortaya koysa da ‘yabancı düşmanı’ denilen Almanya için Alternatif (AfD) Partisi ile değil, sosyalist SPD ile koalisyon kurmak istediğini açıkladı. Hükümeti kurmak üzere görüşmelere başladıklarını açıklayan Merz, "Önümüzdeki günlerde bu görüşmelerin yoğunlaşmasını bekliyorum" dedi.
Yeni Şansölyenin Öncelikli 3 Konusu:
Dış Politika, Göç ve Ekonomik Kriz
Hükümeti kurması durumunda Almanya'nın yeni başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, hükümet politikasındaki ana konuları da açıkladı. Merz, koalisyon görüşmelerinde öncelikli olarak dış ve güvenlik politikası, göç politikası ve ekonominin güçlendirilmesi gibi üç ana başlığı ele alacağını belirtti. Merz, yeni hükümeti 20 Nisan’daki Paskalya Bayramı’na kadar kurmayı hedefliyor.
Ülkenin Bu Son Fırsatı Olabilir
Şansölye Friedrich Merz, ekonomik öncelikler konusunda ise şu açıklamayı yaptı: “Herkesin başbakanı olarak ülkeyi krizlerden çıkarmak ve Alman halkının demokratik partilere güveninin yeniden tesis edilmesini sağlamak istiyorum. Bu Federal Meclis'in 21. yasama döneminde, bunu başarabilmemiz için son fırsatımız olabilir. Bu dönemde bunu başaramazsak, 2029’da sadece olağan bir hükümet değişimini değil, çok daha büyük sorunları konuşmak zorunda kalabiliriz.”
ABD İle İlişkiler ve AB Bağımsızlığı
Seçim döneminde “Mutlak önceliğim, Avrupa’yı güçlendirmek olacak. Böylece ABD’den bağımsızlığımızı elde edebiliriz” şeklindeki açıklamasına değinen Merz, şöyle devam etti: “ABD'den aldığımız tüm sinyaller, (ABD'nin) Avrupa'ya olan ilginin açıkça azaldığını ve Avrupa'da angaje olma isteğinin de azaldığını gösteriyor. Amerikalıları, iyi transatlantik ilişkilere sahip olmaya devam etmenin karşılıklı çıkarımıza olduğuna ikna edebileceğimizi umuyorum.”
Trump Zorbalığı ve En Kötü Senaryo
Merz, en kötü senaryoların üstesinden gelinmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Amerika'da sadece 'Önce Amerika' değil, 'Yalnız Amerika' sloganını da benimseyenler hâkim olursa, bu zor olacaktır. Ama yine de transatlantik ilişkinin sürdürülmesini ümit ediyorum” diye konuştu.
İş Dünyası Yeni Başbakandan Ne Bekliyor?
Alman iş dünyası temsilcileri de ‘trafik ışıkları’ denilen üç partili bir koalisyon yerine, Hristiyan Demokratların, SPD ile ‘büyük koalisyon’ hükümeti kurmasını umuyor. Ülkenin stres altındaki sektörleri de zaman kaybedilmeden yola devam edilmesini bekliyor. Almanya'nın en büyük çelik üreticisi ThyssenKrupp yöneticileri ocak ayında yaptıkları açıklamada, siyasi karar vericilere federal seçimlerden hemen sonra geleceğe dönük ve rekabetçi bir çelik endüstrisi için gerekli ekosistemi hızla oluşturmaları çağrısı yapmıştı. Yeni hükümetten en acil çözüm adımlarını bekleyen sektör ise otomotiv.
Almanya'nın Yeni Dönemde Türkiye ile İlişkileri ve Dış Politika
Almanya, tarihsel olarak Türkiye ile köklü ilişkilere sahip bir ülke olarak, yeni dönemde bu bağları yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Özellikle son yıllarda artan jeopolitik gerilimler ve ekonomik zorluklar, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Almanya'nın Türkiye ile ilişkileri, hem ekonomik hem de kültürel boyutlarıyla dikkat çekiyor. Türk diasporasının Almanya'daki varlığı, iki ülke arasındaki bağların güçlenmesine katkıda bulunuyor. Yeni dönemde, Almanya'nın Türkiye ile ticaret ve yatırım alanındaki işbirliğini artırma çabaları, karşılıklı fayda sağlayacak projeleri gündeme taşıyor.
Dış politikada ise, Almanya'nın Türkiye ile olan ilişkilerinde insan hakları, demokratik değerler ve bölgesel istikrar gibi konular ön plana çıkıyor. Almanya, Türkiye'nin Avrupa ile entegrasyonunu desteklerken, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve demokrasi konularında da daha etkin bir diyalog yürütmeyi hedefliyor.
Bu yeni dönemde, Almanya'nın Türkiye ile ilişkileri, stratejik bir ortaklık zemininde yeniden şekillenirken, hem ekonomik hem de siyasi alanlarda işbirliği fırsatları sunmayı vaat ediyor. İki ülke arasındaki bu dinamik ilişki, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli etkilere sahip olabilir. Almanya'nın Türkiye ile olan ilişkileri, gelecekte Avrupa'nın güvenlik mimarisinde ve ekonomik yapısında belirleyici bir rol oynamaya devam edecektir.
Kobi-Line Haber Merkezi
07.03.2025
Hibe Kredi Haberlerini Mail Adresinize Gönderelim!
