Onlar Şu Üç Adımı Atmayı Başardılar
“İnsan düşebilir ama düştüğü yerden ayağa kalkmak marifettir”
Düşmek ve Ayağa Kalkmak: Hayat, inişler ve çıkışlarla dolu bir yolculuktur. İnsanlar gibi işletmeler de zaman zaman düşer; kritik hatalar yapar, zorlu ekonomik koşullarla karşılaşır veya rekabetin baskısıyla sarsılır. Ancak önemli olan, düşülen yerden nasıl ayağa kalktıkları ve yeniden nasıl zirveye ulaştıklarıdır.
İşte bu süreçteki üç adım ve gerçek hayattan ilham verici örnekler:
1. Hazırlıklı Olmak: (Kriz Yönetimi)
İşletmelerin karşılaşabileceği zorluklara hazırlanmak, düşme riskini azaltır. Ancak her şey planlansa bile bazen beklenmedik durumlarla karşılaşılabilir. Kriz anlarında işletmeler doğru kararlar alarak hızla durumu kontrol edebilir.
Başarılı Kriz Yönetimi Örneği: Johnson & Johnson Tylenol Krizi
Johnson & Johnson, 1982'de yaşanan Tylenol krizinde ilk olarak ürünlerini piyasadan çekerek tüketicilerin güvenini korumayı başardı. Şirket, sahte hapların zehirlenmelere neden olduğunu öğrendiğinde, halk sağlığını ön planda tutarak produclub plato vadiyle vomitnya toplayarak hızlıca üzerlerine gitti. Krizi etkili bir şekilde yönetmesi, markanın kalitesini ve tüketici güvenini artırdı.
Olaydan iki hafta sonra dönemin ABD başkanı Reagan yapmış olduğu bir toplantıda Johnson & Johnson markası yönetiminden övgüyle bahsederek kurumu tebrik etmiş ve takdirlerini kazandığını belirtmiştir.
Johnson & Johnson, Tylenol krizinin yönetiminde tamamen açık ve şeffaf bir iletişim tarzı benimsemiştir. Kriz anında alınan kararların hızlı olması ve ilk açıklamanın kurum ağzından yapılması oluşabilecek yanlış söylemlerin önüne geçmiştir.
2. Ders Almak: (Hataları Kucaklamak)
Hatalar, öğrenme fırsatlarıdır. İşletmeler, yaşanan olumsuzluklardan ders çıkararak daha sağlam adımlar atabilir. Hatalarını kabullenip analiz eden şirketler, süregelen başarılar elde etme şansını artırır.
Starbucks 2008 Mali Krizinden Nasıl Kurtuldu?
Dünyanın en büyük kahve perakendecisi Starbucks, sosyal medya aracılığıyla operasyonlarını müşteri talepleriyle uyumlu hale getirerek 2008'deki mali çöküşten kurtuldu. 2008 yılında yaşadığı finansal krizde, genişleme stratejisini yavaşlattı ve şubelerinin yönetimini gözden geçirdi. Şirket, müşteri deneyiminin kalitesini artırmaya odaklanarak, menüsünü sadeleştirdi ve mağaza atmosferini yeniden düzenledi.
2008 krizinden sonra Starbucks, müşteri ilişkilerini yeniden inşa etmek ve dünyaya kalite ve tutarlılığa önem verdiğini göstermek zorundaydı. Ayrıca topluluk oluşturma ve çevreye özen gösterme gibi markanın fedakârlık bileşenine de destek vermesi gerekiyordu. "My Starbucks Idea" aracılığıyla müşteriler merkezle doğrudan bağlantı kurdu ve tabii ki Starbucks da dinliyordu. Kısa sürede Starbucks'ın her yerde bulunması, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerin birbirleriyle bağlantı kurma fırsatı bulmasıyla bir avantaj haline geldi ve 'ücretsiz Wi-Fi grubu', 'soya grubu', 'rahat koltuk grubu' veya 'frappuccino severler' gibi benzer düşünen topluluklar ortaya çıktı.
Starbucks 100'den fazla fikir uyguladı. Bu girişim sayesinde kahve perakendecisi sağlam bir hayran kitlesi oluşturdu. Müşterilere marka hakkındaki fikirlerini ve görüşlerini dile getirmeleri için bir platform sunarak ve buna yanıt vererek marka güvenini yeniden canlandırmayı başardı.
Starbucks, sosyal medya tabanlı pazarlama yoluyla 'havalı' unsurlarını yansıtması gerektiğini kısa sürede fark etti. Kuruluş asla umutsuz görünmemeli veya satışlarını artırmak için çok istekli olmamalıydı. Bu nedenle şirket takipçilerine çok fazla ürün, amaç veya teklif sunmaktan kaçındı. Odak noktası daha çok topluluk oluşturmak ve toplulukla etkileşim kurmaktı.
Bu değişiklikler, Starbucks’ın yeniden yükselişe geçmesini sağladı.
3. Yenilikçilik: (Değişime Ayak Uydurmak)
İş dünyası hızla değişiyor. Başarılı işletmeler, piyasa dinamiklerine uyum sağlayarak yenilikçi yaklaşımlar geliştirmelidir. Düşülen yerden kalkabilmek için yenilikçilik anahtar bir rol oynar.
Kodak Markası Nasıl Başarısız Oldu?
Kodak, dijital fotoğraf makinelerinin yaygınlaşmasıyla mücadele etti. İlk dijital fotoğraf makinesini icat eden Kodak, bu alanda yeterince ilerleme kaydedemedi ve sonunda pazar payını kaybetti. Ancak, Fujifilm, bu değişimi kucakladı. Geleneksel film işine devam ederken, dijital fotoğrafçılıkta inovatif ürünler geliştirerek başarılı bir dönüşüm yaptı. Fujifilm, film üretiminden farklı sektörlere hızla girerek, daha geniş bir pazar yelpazesine ulaşmayı başardı.
Kodak’ın İflasından Çıkarılacak Dersler:
- İnovasyona gereken önemi verin.
- Ekibinizi sıkı bir şekilde denetleyin.
- Rakiplerinizi yakından takip edin, gerekli önlemleri her zaman alın.
- Aynı zamanda dönemsel olarak yıkıcı inavosyanlar da gerçekleşebilir. Böyle durumlarda; sizin rakibiniz gibi görünmeyen bir şirket size ciddi zararlar verebilir. Apple’in iPhone’u çıkarması Kodak’la rakip gibi görünmese de ciddi zararlar vermiştir. Güncel müşteri isteklerini çok net öğrenin.
- Bütünsel ve etkili şekilde hareket edin.
Önemli Olan Düşmek Değil Nasıl Kalkabildiğinizdir!
Düşmek, hayatta ve iş dünyasında kaçınılmazdır. Önemli olan, düşülen yerden nasıl kalkıldığıdır. Hazırlıklı olmak, hatalardan ders almak ve yenilikçi olmak, işletmelerin kriz dönemlerinde bile ayakta kalmasını sağlar. İşte başarılı olmak için bu üç adımı benimseyen ve düşüşlerinden güçlenerek çıkan işletmelerden ilham alabiliriz. Tıpkı insanların hayatında olduğu gibi, işletmeler de her zaman yeniden yükselip zirveye ulaşabilirler.
Kobi-Line Haber Merkezi
26.03.2025
Hibe Kredi Haberlerini Mail Adresinize Gönderelim!
